Ben yaşlı mıyım? Am I old?
Aç mıdır? Is he hungry?
Sen yorulmaz mısın? (Yorgun değil misin?) Aren’t you tired?
Evde değil midir? Isn't he at home?
Ben yaşlı değil miyim? Aren't I old?
Senin çocukların nerededir? Where are your children?
Sen niye gülüyorsun? Why are you laughing?
Sen neyi pişiriyorsun? What are you cooking?
Sen ne istersin? What do you want?
Senin karın ve senin kızın nasıldır? How are your wife and your daughter?
Hangisi en zehirli yılandır? Which is the most poisonous snake?
Kaç para vereceğim? How much shall I give?
Kilosu kaçadır? How much is a kilo?
Ne var, Mrs. Miller? What is it, Mrs. Miller?
Ne istiyorsun? What do you want?
Onun adı nedir? What is his name?
Sepetinde neyin var? What have you in your basket?
Sizin için ne yapabilirim? What can I do for you?
Türkçede Topkapı'nın anlamı nedir? What is the meaning of Topkapı in Turkish?
Küçük bir ada üstündeki şu küçük binanın adı nedir? What is the name of that small building on a small island?
Heybeli ve Burgaz arasındaki şu küçük adanın adı nedir? What is the name of that small island between Heybeli and Burgaz?
Londra'ya saat kaçta varacağız? What time shall we arrive in London?
Yemek için ne istiyorsun? What do you want to eat?
Bu nedir? What is this?
Ne güzel bir şarkı. What a beautiful song!
Ne saçma bir film! What a silly film!
Ne yazık! What a pity!
Ne ayıp! What a shame!
Gelecek hafta ne yapacaksın? What will you do next week?
Masa da ne var? What is on the table?
Neye benziyor? What does it look like?
Sesi neye benziyor? What does it sound like?
Kokusu neye benziyor? What does it smell like?
Tadı neye benziyor? What does it taste like?
Neye benziyor? What does it feel like?
Neye benziyor? What does it seem like?
İşe saat kaçta gider? What time does he go to work?
O ne yapar? What does he do?
Ne yiyoruz? What are we eating?
Ne içmek isterdiniz? What would you like to drink?
Ne içmeyi yeğlersiniz? What would you rather drink?
Ne olabilir? What can happen?
Ne yapıyorsun? What are you doing?
Onlar yarın ne yapacaklar? What will they do tomorrow?
Gökyüzü ne renktir? What colour is the sky?
Tuz ne renktir? What colour is salt?
Sepetde ne vardır? What is there in the basket?
O ne içecek? What will she drink?
Adamlar ne yapıyor? What are the men makeing?
Siz sınıfda ne yaparsınız? What do you do in the classroom?
Siz sabahleyin ne zaman kalkarsınız? What time do you get up in the morning?
Ben icabına bakarım. I’ll take care of it.
Bir gün hepimiz öleceğiz. One day we’ll all die.
Ülkemiz daima yaşayacaktır. Our country will always survive
Hepimiz doktor olacağız. We’ll all be doctors.
Artık bu ülkeyi bırakacağım. I will now leave this country.
Bundan böyle daha sert olacaktır. He will now be more strict.
Artık beni daha iyi tanıyacaksın. You will now know me beter.
Artık gerçeği öğrenecekler. They will now learn the truth.
Sana hiçbir zaman yardım etmeyecek. He will never help you
Daima benim olacak. She will always be mine
Hiçbir zaman bir araya gelmeyecekler. They will never come together
Tekrar ne zaman buluşacağız? When shall we meet again?
Artık gidelim mi? Shall we go now?
Bunu neden yapacağım(yapayım)? Why shall I do this ?
Şimdi ne yapayım. What shall do I now?
Beni bir daha görmeyeceksin. You shan’t see me again.
Yakında orada olacağım. I shall be there soon.
Dediğimi yapacaksın. ( Zorlama) You shall do what I say.
Hepiniz beni görmeye geleceksiniz (zorlama) You shall all come to see me.
Seni yakında göreceğim. am going to see you soon.
Patronuyla görüşecek. She is going to meet her boss.
Televizyona çıkacaklar. They are going to appear on TV
Evini satacak He is going to sell his house.
Toplantı yapacaklar. They are going to make a meeting.
Arkadaş olacağız. We’re going to be friends.
Büyük bir pasta yapacak. She is going to make a big cake.
Onu (mutlaka) işten atacağım. I’m going to fire him.
Beni (kesinlikle) reddedecek. She is going to turn me down.
Bunu yaptığına (mutlaka) pişman olacaksın. You are going to regret for this.
Yağmur yağacak ; (bulutlardan belli) It’s going to rain.
FB şampiyon olacak (Puan durumu öyle gösteriyor) FB is going to be the champion
Onun bir bebeği olacak. (Çünkü hamile) She is going to have a baby.
Okulumu değiştireceğim. I am going to change my school.
O işini değiştirecek. He is going to change his job. =
O yeni bir otomobil alacak. She is going to buy a new car. =
Seni daima destekleyeceğim. I will always support you =
Dersten sonra nereye gideceksin? Where will you go after the lesson?
O kocasına hiçbir zaman güvenmeyecek. She will never believe her husband
İngilizceyi yakında çok iyi öğreneceğim. I will soon learn English very well.
Dükkanlar yarın açık olacak mı? Will the shops be open tomorrow?
Bu güzel günleri hatırlayacaksın. You’ll remember these good days.
Eve nasıl gideceksin? How’ll you get home?
Yarın sizi büronuzda ziyaret edecek. He’ll visit you in your office tomorrow.
Ülkemiz için savaşacağız. We’ll fight for our country
Yarın akşam nereye gidecekler? Where’ll they go tomorrow evening?